Curse of the Dead Gods

Oyunun başında hikayenin detaylarına çok fazla girmeden, zamanla amacımızın karanlık, hazinelerle, tuzaklarla ve düşmanlarla dolu antik tapınaklara girmek ve onları koruyan tanrıları yenmek olduğunu keşfediyoruz. Bu amaçla gideceğimiz yol, Roguelike oyunlarında alışık olduğumuz kadar kolay değil, ancak bu durumda zorluk diğer benzer oyunlarda olduğu kadar abartılı değil, görece olarak daha erişilebilir bir oyun.

İzometrik bir bakış açısıyla, daha önce de söylediğimiz gibi genellikle gölgelerle çevrili olan tapınağın farklı odalarını geçmek zorundayız. Bu nedenle, kahramanın her zaman taşıdığı meşale, iki ana nedenle tamamen vazgeçilmez bir nesne haline geliyor:

1. En temel işlevi, çoğu kez tuzaklarla dolu olan yolu aydınlatmak. Meşalenin ışığı olmadan yolda kaybolmak oldukça kolay olurdu.
2. Rakiplerle yüzleşirken meşalenin kullanışlı olması oldukça önemli. Çünkü bir yandan belirli ışık noktalarını yakmak için kullanılırken, diğer yandan da daima karanlıkta olduğumuzda düşmanların verdiği hasarın artacağını unutmamak gerekiyor. Ancak tabii ki bu durum beraberinde sorunları da getiriyor. Meşaleyi kullanırken ana silahı kullanamıyoruz. Bu da her zaman eylem ve hareketlerimizi önceliğe koyma konusunda oldukça ilginç bir ikilem yaratıyor.

Dikkat çekici mekanikler, kahramanımızı içten içe tüketen karanlığın etkisiyle birleşiyor. Tapınağın odalarında geçirilen süre ne kadar uzarsa, kahramanı içine sinen karanlık o kadar artıyor... ta ki tamamen lanetlenene kadar. Bu noktada rastgele bir görünümle cezalandırılıyor.

Odaları geçtikçe, kahramanımız tapınak lanetinin sonuçlarını üzerinde hissediyor... ta ki bir noktada ona yenik düşene kadar. Peki, sonra ne oluyor? Daha sonra rastgele seçilen bir lanet, kahramanın özelliklerini etkiliyor ve işleri daha da karmaşık hale getiriyor... ancak bu değişim oyuna oldukça çekici bir tazelik katıyor. Oyunda eşya toplama ve karakter yeteneklerinin geliştirilmesi konuları oldukça önemli. Envanterde, istediğimiz gibi alabileceğimiz ve seçebileceğimiz farklı nesnelerin yanı sıra, silahları koymak için üç boş slot bulunuyor. Oyun, dikkate değer savaş sistemiyle mükemmel bir şekilde uyum sağlayan oldukça geniş bir cephanelik seçeneğine sahip.

Oyunu temelinde sahip olduğu fikirlerin bir kısmının diğer benzer oyunlara benzer olduğu çok açık., Ancak buna rağmen belirli bir kişilik tutmayı ve daha da önemlisi oldukça çekici bir oynanışa sahip olmayı başarıyor.