Vampire Survivors

Bir sulama kabı kadar basit ve efsanevi arcade klasikleri kadar bağımlılık yapıcı olan Vampire Survivors, birkaç dakikalık boş zamanınızı keyifle değerlendirebileceğiniz bir oyun. Oyunun en güzel yanı, oynamaya başladığınız anda kaybedeceğinizi bilseniz bile, tek bir tuşa dokunmadan cehennemin yarısını yok ederken harika vakit geçirebilmeniz olabilir. Bu kadar basit.

Vampire Survivors, klasik Castlevania'nın ruhunu ve estetiğini efsanevi Gauntlet'in oynanışıyla harmanlayarak roguelite dünyasına taşıyan bir oyun.  Ancak, tehlikeli seviyeler veya tuşlara sürekli basma kaygısı yok. Oyunda saldırılar otomatik olarak gerçekleştiği için oyunun temel amacı, karakterinizin düşman dalgalarından kurtularak hayatta kalmasını sağlamak. Poncle stüdyosunun başarısı, bu kadar basit bir konsepti son derece bağımlılık yapıcı bir oyuna dönüştürmelerinden kaynaklanıyor.

Oyun, vampir hikayelerini anımsatan ses ve müzik temalarıyla dikkat çekiyor. Düşmanları yenip ekranda ilerledikçe dinlemesi keyifli küçük patlama sesleri duyuyorsunuz. Bu, yağmurun cama vurma sesine benzer bir etki yaratıyor. Vampire Survivors'ın en güzel yanlarından biri, sonunda tüm parçaların yerine oturması.

Vampire Survivors'ın temeli, oyun süresince ekrandaki her şeyi yok etmek kadar basit bir konsepte dayanıyor. Saldırmak için herhangi bir tuşa basmanıza veya nişan almanıza gerek yok. Sadece ekranı aşamalı olarak dolduracak düşman sürüsü tarafından ezilmekten kaçınmak için hareket etmeniz gerekiyor.

Oyun sırasında gelişmek için bazı düşmanlar deneyim kazandıran mücevherler düşürüyor. Atladığınız her seviye için büyüler, ek silahlar, korumalar, güçlendirmeler ve genel olarak durum zorlaştıkça hayatta kalma şansınızı artıran iyileştirmeler şeklinde yeni kaynakların kilidini açabiliyoruz.

Başlangıçta 5 ila 10 dakika hayatta kalırken, alıştıkça bu süre 15 ila 20 dakikaya çıkıyor. Eğer yükseltmeler ve beceri konusunda şanslıysak, bu sınırı aşmayı başarıyoruz, ancak çok daha fazlasını değil.

İyi bir roguelite olarak, Vampire Survivors her oyunun sonunda bize öğrenilen derslerle yeniden başlama şansı veriyor. Ana menüden, kazanılan paralarla her biri farklı başlangıç silahlarına ve kendi özelliklerine sahip daha fazla kahramanın kilidini açabiliyoruz. Bu, sonraki oyunlara yeni çeşitlilik ve derinlik katıyor. Fakat oyun bununla sınırlı değil.

Vampire Survivors'ın öne çıkan bir diğer özelliği ise tatmin ve ilerleme hissi olabilir. Tatmin hissi, ekrandaki düşmanları öldürerek ve bunu deneyim ve gelişime dönüştürerek elde ediliyor. Diğer kahramanlardan beceri ve büyüler kazanıp bunları aktif olanlara ekleyebiliyoruz.  Silahlarımızı geliştirebiliyor ve hatta sürekli geliştirerek birleştirebiliyoruz. Bu özellikler, oyuna sürekli bir ilerleme ve yenilik katmanı ekliyor. Ve oyunun gerçekten yeni yönlere açıldığı yer burası.

Vampire Survivors bu noktada yeterli içerik sunuyor gibi görünebilir, ancak çok daha ileri gidiyor. Her haritada birbiriyle birleştirilebilen dört adet açılabilir mod bulunuyor: Hyper, Hurry, Inverse ve Endless.

Vampire Survivors, klasiklerin tüm çekiciliğine sahip, son derece basit bir oyun. Oyunlar, bu incelemeyi okumanız kadar kısa sürebilir, ancak sizi gelecek yıla kadar bağımlı ve takıntılı tutacak kadar derinliğe sahip. Muhtemelen çok daha uzun süre.

Poncle'un bu roguelite'e kimliğini verirken aldığı etkiler, her oyunda kendini gösteriyor. Klasik arcade oyunlarının yanı sıra 8-bit ve 16-bit klasiklerinden miras aldığı her şey her zaman sergileniyor. Dahası, bunları kendi dünyasına çekici bir şekilde canlandırıyor. Bu deneyimi son derece basit hale getirerek, oyuncunun rutinin kurbanı olmasını ustalıkla önlüyor.

Vampire Survivors, oyuncuları sürekli olarak kendilerini aşmaya, risk almaya ve bir önceki oyundan bir adım daha ileri gitmeye teşvik ediyor. Bunu bazen kendi belirlediğimiz zorluklarla.